TGSD Başkanı Hadi Karasu, “Hazır giyim sektörüne kulak verilir, öneri ve talepleri dinlenirse ve biz de sektör olarak stratejik eylem planımızı uygulamak sureti ile hazırlanırsak 2021 ve sonrasında tarihi başarı elde ederiz” dedi
Türk hazır giyim sektörü Covid-19 salgınının olumsuz etkilerini en aza indirmek için yeni çıkış yolları ararken, dünya devi alım gruplarının üst düzey yöneticileri, pandemi günlerinde yeni satın alma stratejilerini paylaştılar.
Yeni dönemde Türkiye de ilk kez online ve offlineda olmak üzere hibrit bir panel yöntemi ile toplantı gerçekleştirildi. Bu yönü ile sektör, dijital döneme yenilikçi bir başlangıçla dünyaya Türk hazır giyim adına oyuna güçlü döndüğü mesajını verdi.
H&M, Otto, Bestseller, s.Oliver, Spring Near East Manufacturing, Newtimes, Penti ve LC Waikiki’nin üst düzey yöneticileri “yeni normalde” Türkiye ve rakip ülkelere bakış açılarını Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği’nin (TGSD) online düzenlediği “Gelecek Satın Alma Stratejileri ve Beklentileri” panelinde dile getirdiler.
Bregla sponsorluğunda düzenlenen toplantının açılış konuşmasını yapan TGSD Başkanı Hadi Karasu genel olarak 2019’un ve 2020’nin ilk aylarının çok başarılı geçtiğini, ancak pandemi ile beraber Mart Nisan ve Mayıs aylarında yüzde 50’leri bulan düşüş yaşadıklarını söyledi. Pandemi sonrasında dünyanın artık tedarik zinciri yönetiminin yeniden yapılanması gerektiği konusunda hem fikir olduğunu vurgulayan Hadi Karasu, şöyle devam etti:
AVRUPA’DA SATILACAK ÜRÜN AVRUPA’DA İÇİNDE ÜRETİLMELİ
“Başkan Yardımcısı olduğum Euratex’in toplantılarında yeni tedarik zincirinde Avrupa’da satılacak ürünlerin Avrupa ve yakın çevresinden tedarik edilmesinin zorunlu hale geldiğini ve bunun temel strateji olması gerektiği söyledim. Bu çerçevede hazır giyim üretiminde bölgenin en etkili ülkesi Türkiye. Avrupa’nın hazır giyim ihtiyacının çok önemli bir kısmını Türkiye karşılayabilir. Bunun için küçük üretim adetlerini de yapabilecek şekilde üretim ve lojistik alt yapılarımızı geliştirmiş, dijitalleşmeyi tamamlamış, sürdürülebilirlik gereklerini yerine getirmiş, akıllı tekstilden akıllı giysileri hazırlayabilecek inovatif yapıyı geliştirmiş olmamız gerekiyor. Hızlılık ise zaten bizim genetiğimizde olan bir şey.
Tüm bunların yanında pandemi bize artık fast fashion yerine yine hızlı ama sezonsal üretime geçilmesi gerektiğini öğretti. Dolayısıyla üçer aylık aralarla koleksiyon yapan bir ülke formatına bürünmemiz gerekiyor ki bölgenin tedariğini sağlayalım.
ABD için ise durum farklı. Orada da büyük bir avantajımız var. ABD’de ölçek ekonomisi önemli. Bu pazarda bizim büyümemiz lazım. Şu anda hem ABD-Çin savaşı hem de pandemide yaşananalar dolayısıyla Amerika kendine yeni partner arıyor. Bu nedenle gözü kesinlikle Türkiye’nin üstünde. Ancak bizim de ölçeğimizi genişletmemiz ve tedariki Türkiye sathına yaymamız lazım.
Türkiye 17,5 milyar dolar ihracat yaparken Çin 170 milyar dolar ihracat yapıyor. Dolayısıyla bizim bir bu kadar daha ihracatımızı genişletmemiz gerekiyor. ABD’nin ölçek talebini karşılayabilecek çok büyük firmalarımız var. Amerika pazarında arzu edilen sonucu almak için bu firmalarımızı daha çok desteklememiz gerekiyor. Pandeminin artık normalize olmasını beklediğimiz Mart 2021 dönemine kadar bizim her türlü talebi karşılayacak alt yapıyı oluşturmamız lazım. Öte yandan sivil toplum örgütleri ve devlet iş birliği ile yeni oluşacak Ticaret anlaşmalarında Türkiye’nin çok daha etkili olmasını sağlamalıyız.”
DİJİTALLEŞME VE SERTEFİKASYON SİSTEMİMİZİ GÜÇLENDİRMELİYİZ
Hadi Karasu, hem ABD hem Avrupa pazarı için dijitalleşebilmenin ve kreatif olmanın önemine dikkat çekti. Özellikle ABD için sertifikasyon sisteminin çok güçlenmesi gerektiğini anlatan Karasu, “Bu nedenle biz Ticaret Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TSE ile görüştük. Bununla birlikte sektörün üç aylık kaybının finansmanı için bir yıl geri ödememiz en az üç yıllık KGF finansman desteği sağlanmasını istedik. Bizim de sosyal sorumluluk, çevre standartları ve sürdürülebilirlik üzerine hazırlanmamız gerekiyor. Hazır giyim sektörüne kulak verilir, öneri ve talepleri dinlenirse ve biz de sektör olarak stratejik eylem planımızı uygulamak sureti ile hazırlanırsak 2021 ve sonrasında tarihi başarı elde ederiz.” dedi.
BREGLA CEO’SU TANZER GÖZEK: SEKTÖRÜN GELECEĞİNE IŞIK TUTACAĞIZ
Bregla CEO’su Tanzer Gözek ise konuşmasında bu yıl altıncısını gerçekleştirdikleri etkinlikte sektörün önde gelen temsilcilerinin Türk hazır giyim endüstrisinin geleceğine ışık tutacağını söyledi. Pandemi sürecinden çıkış yollarının da değerlendirileceğini anlatan Gözek, online düzenlenen etkinliğin sektördeki pek konuya ışık tutacağını sözlerine ekledi. Panele katılan diğer konuşmacılar ise şu görüşleri dile getirdiler:
KİM NE SÖYLEDİ…
H&M Türkiye Ülke Müdürü Leyla Ertur: 35 yıldır Türkiye’den satın alma yapıyoruz. Pandemi sürecinde tüm tedarikçilerimizle çok yakın çalıştık. Sipariş iptal etmemeye, ödemeleri geciktirmemeye çalıştık. Pandemi sürecinde globalden öte özellikle lokalde de güçlü olmanın önemini öğrendik. Bütün dünyada siparişler iptal edildi. Çünkü o ürünü satacak zaman kaçacaktı. Ancak biz Türkiye’de bunu kaçırmadık. Türkiye’deki imalatçılarımızın desteği ile gecikmeleri minimuma indirdik. Siparişleri yükleme garantisi verdik. Tedarikçilerimizle beraber takım çalışması yaptık. Bugün için satışlarımız beklentilerimizin üzerinde seyrediyor.
LC Waikiki Tedarikçi Geliştirme Direktörü Şenol Dallı: Tedarik zincirimiz kırılırsa, yeni vergiler gelirse, döviz artarsa diye senoryolar yaptık. Ancak golü biz kapattığımız köşeden yedik. Perakendenin durmasıyla sistem durdu. En az duranlar tedarikçilerimiz oldu. Nisan ayında yüzde 6’ya düşen satışımız, bu ay yüzde 110’a gelmiş durumdayız. Eskiden bizim hafta sonu satışlarımız vardı. Şimdi tüm haftaya yayıldı bu satışlar. Bu da bizi çok mutlu ediyor.
Newtimes Ülke Müdürü Banu Yumrutaşlı: Biz özellikle ABD’de çok güçlü bir firmayız. Türkiye’deki esnek ve hızlı üretim bizim için çok önemli. Pandemi öncesinde ABD ve Çin arasında yaşanan ticaret savaşları nedeniyle herkes yönünü Türkiye’ye çevirmişti. Şimdi de bunun devam ettiğini görüyoruz. Çünkü en hızlı tedarik yapabilecekleri ülkelerin başında Türkiye geliyor. Newtimes olarak Türkiye’de büyüme stratejimiz devam ediyor.
s.Oliver Türkiye Genel Müdürü Nilay Topçu: s.Oliver toptanda güçlü bir Alman firması. Ancak Pandemi süreci gösterdi ki yüksek miktarda toptan mal almak büyük risk. Hızlı hareket kabiliyetinizi tamamen engelliyor. Yüksek adetleri uzak doğudan almak yerine daha küçük adetleri daha hızlı alabilmenin önemi bir kez daha anlaşıldı. Öte yandan pandemi sürecinde dijitalleşmenin önemini daha net gördük. Çünkü bu zor dönemde dijitalleşen firmalarla çalışmalarımızı sürdürdük.
Spring Near East Manufacturing CEO’su Şafak Kıpık:Bu kriz müşterilerin ne kadar etik hareket ettiklerini gösterdi bize. Bundan sonraki süreçte kimlerle çalışıp çalışmayacağımız yönünde kararlar almamız gerekiyor. Ben perakendecilerin daha az tedarikçi ile daha yoğun çalışacaklarına inanıyorum. Bu açıdan üreticilerin de tedarikçilerin de doğru partnerler belirleyip onlara yatırım yapmaları gerekiyor.
Penti Tedarik Zinciri Direktörü Çağlar Belirgen: Trübülans bitti. Alım adetlerimizi düşürmek gibi bir niyetimiz yok. Temkinli ve iyimser büyümeye devam edeceğiz. Bununla birlikte daha az riskle stoğumuzu yöneteceğiz. Tedarikçi marka iş birliğini geliştirmemiz gerekiyor. Eski alışkanlıklarımızla hareket etmemeliyiz. Her türlü öneriye açığız. Bu olmaz denilen pek çok şeyin pandemi döneminde karşımıza çıktığını gördük. Bu nedenle markalar için çözüm üreten tedarikçi daha da öne çıkacak.
Otto International Genel Müdürü Merih Dağcı: Türkiye’nin yapması gereken en önemli şey sadece bizim değil online ticaret yapan bütün markalar için de geçerli olan 300 – 4oo adetlik siparişlerin imalatçının da para kazanabileceği şekilde karşılayabilmenin yöntemini bulmasıdır. Bir başka önemli konu da Dijital Tasarımcı kavramı. Çok yakında böyle bir iş tanımı doğacak. Buna TGSD, Üniversiteler ve Sanayi işbirliğinde bir hazırlık yapmalı, sektör mutlaka böyle gençleri yetiştirmeli.
Bestseller Ülke Müdürü Güzide Anıl, Pandeminin başında şirketimizin CEO’su Anders Holch Povisen bizlerle ve tüm çalışanlarla bir yazı paylaştı. O yazıda Povisen şöyle diyordu; “Şu an bir yangın var ve biz bir ateşin ortasındayız ama bu ateşe demir olarak girdik çelik olarak çıkacağız.” Türkiye ofisi olarak biz de bu yolda birlikte yürüdüğümüz iş ortaklarımız ile zor bir süreçten geçtik geçiyoruz ama bu süreci doğru ve akılcı adımlarla, inovasyona önem vererek, doğru şekilde dijitalleşerek, esnekliğimizi koruyarak ve verimliliğe önem vererek aşarsak, hep beraber Türkiye olarak da biz bu ateşten çelik olarak çıkacağız.
Narkonteks Yönetim Kurulu Başkanı Toygar Narbay: Pandemi bütün alışkanlıkları değiştirdi. Daha zaman var dediğimiz pek çok şey yaşamın gerçeği haline geldi. İnsanlar dijitalleşmeye çok hızlı adapte olmaya çalışıyorlar. Giyim alışkanlıklarını radikal bir şekilde değiştirdi. Ev giyim ürünlerinin satışı arttı. Gelecek dönemde anti bakteriyel ürünler satışları daha da artacak. Pandemi krizinin Türkiye için yarattığı en önemli fırsatlardan biri medikal tekstil ürün ihracatı oldu.
Yeşim Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Şankaya: Markalar ve üreticiler olarak zor günler geçirdik. Satın alma modelleri değişiyor. Global markalar, pazara yakın entegre ülkeler ve şirketlerle çalışmayı tercih edecekler. Bu onlara esneklik ve kısa zamanda ürün tedariki imkanı sağlayacak. Kumaşı bir ülkeden diğerine taşımak zorunda kalmayacaklar. Türkiye’yi tam da bu noktada çok avantajlı ve şanslı görüyorum. Kumaşımızı, aksesuarımızı dikişimizi hepsini aynı anda sunabiliyoruz. Tüm bu özelliklerimiz Avrupa ve ABD pazarı için ön plana çıkacak. 2021 bizim yılımız olacak.